Türkiye'de göz ameliyatı

Dünyada refraktif cerrahide en çok kullanılan yöntem olan LAZER, miyopluğun, hipermetropluğun ve astigmatlığın tedavisinde de kullanılmaktadır. İhtiyaç üzerine göz içine takılan lensin değiştirilmesi ameliyatı, lazer tedavisine uygun olmayan hastalara ilişkindir. Bu yöntem, gözlüklere veda etmeyi sağlamaktadır. LASİK yöntemi, bıçağın korneanın üst sathında ince bir tabaka kesmesi suretiyle eklemli bir kornea flebinin açılması ve korneanın açıktaki sathı üzerinde bir “laser excimer” (ultraviyole lazer) ile diyoptrik düzeltme yapılması ilkesi üzerinde temellenmiştir. Operasyonlar, lazerle göz tedavisinde uzmanlaşmış göz cerrahları tarafından gerçekleştirilirler.

Lens takmak istemeyen ancak kendileri için lazer tedavisi tavsiye edilmeyen hastalar göz içi lens ameliyatını seçebilirler. Bu teknolojiyle, gözün içine girmek için 3 mm’lik bir kesi yapılır ve/veya göz merceği zarı yuvarlak bir biçimde çıkarılır. Doğal göz merceği, ultrason dalgalar yayan bir aygıt yardımıyla sübyeleştirilir, ardından çekip çıkarılarak yeni bir katlanılabilir mercek ile değiştirilir. Bu yönteme refraktif mercek değişimi adı verilir. 3 mm’lik yarıktan gözün içine yerleştirilen mercek, büynenin sıcaklığıyla dönüşüme uğrar ve doğal şeklini alır.

Bir hastalık olmayan katarakt, ilaçlarla ya da gözlük takarak tedavi edilebilir. Yalnızca önceden oluşmuş bir katarakt ameliyatla tedavi edilebilir. Lazer cerrahisi sayesinde katarakt ağrısız, iğnesiz ve anestezisiz olarak tedavi edilebilir ve hastalar aynı gün evine dönebilir.

Retina, göz yuvarının arka çeperini saran ve ışığa duyarlı hücrelerden oluşan bir katmanıdır. Retina rahatsızlıkları doğrudan görüşümüzü tehdit eder. Diyabet ve hipertansiyonun, başta göz olmak üzere tüm bünye üzerinde zararlı etkileri vardır. Retina damarlarının genleşmesi ve geçirgenlik sorunları doğrudan bu hastalıkları meydana getirir. Erken tehşis, koruyucu tıbbi tedavi ve öne alınmış titiz cerrahi tedaviler retina rahatsızlıklarının tedavisinde vazgeçilmezdir. Retina tedavileri, göz içi mikro-cerrahi alanında özel eğitim görmüş ve gereken teknoloji ve agıtların tümüyle donanmış uzmanlar tarafındanyapılırlar.

Glokom ya da gözde iç basınç, çok sıklıkla yüksek seviyelerde bir göz içi basıncı tarafından optik sinirlerin hasar görmesine atıfta bulunmaktadır. Bu hastalık, kademeli olarak görüş alanı kaybını beraberinde getirir. Sinsi ilerleyen ve ancak son aşamasında belirtileri ortaya çıkan glokomun yeterince erken bir zamanda tanısı konmazsa göz sinirleri kayda değer ölçülerde ve geri dönüşü olmayan biçimlerde hasar görebilir.

Plastik ve orbital göz cerrahisi, göz kapaklarını, gözyaşı bezlerini ve göz çukurları rahatsızlıklarını kapsayan bir göz hekimliği uzmanlığıdır. Göz protezindeki koyu halkaların silinmesinden, göz içi tümer ameliyatına ya da botoksa değin, plastik ve orbital göz cerrahisi büyük bir tedavi ve plastik cerrahi çeşitliliği arz etmektedir.

Ambliyopi, gözde ya da optik sinirlerde herhangi bir yapısal düzensizlik olmaksızın bir ya da her iki göze birden dokunan bir rahatsızlıktır.Doğumdan itibaren görmeyi öğreniriz ve görüşümüz öğrendiklerimiz ölçüsünde gitgide gelişir ve keskinleşir. Şayet bu dönem esnasında örneğin diyoptri gibi bir olay görüşümüzü bozarsa, göz bulanık bir görüşe uyum sağlar ve buna alışır ve böylelikle tembelleşebilir.

Şaşılık, gözlerin koordinasyonuyla ilgili bir rahatsızlıktır. Her göz yuvasında altı adet göz dışı bölgesi kası vardır ve şaşılık, bu kasların birinin ya da çoğunun zayıflaması ya da aşırı gerilmesi durumunda gelişir. Bir göz tam karşıya bakarken diğeri dört ana noktaya doğru hareket eder. Bzen, bu sapma her iki gözü de etkiler. Şaşılık,değişken sebeplere göre kalıcı ya da geçici olabilir.